Bütün bir gün, tek başınıza kalabileceğiniz, sadece rüzgarın sesini duyarak, kumların üzerine yayılabileceğiniz, deniz kestanesi, deniz yıldızı ve deniz kabukları toplayarak, yürüyerek ya da balık avlayarak saatler geçirebileceğiniz, bakir koylara sahip Bozcaada. Adanın, on günlük bir tatilin her gününü, farklı bir kumsalda geçirecek çeşitlilikte ve Türkiye'n in güneyinde az rastlanır ıssızlıkta koyları var. Bozcaada'nın soğuk denizi meşhur. Ancak, birkaç dakika içinde alışıyor ve kendinizi harika hissediyorsunuz. Su, ağustostan itibaren ısınmaya başlıyor ve kasımın ortalarına kadar adada denize giriliyor . Çamlık'tan kalkan minibüsler, popüler tesisli Ayazma ve Habbele plajlarına uğruyor. Diğer plajlara gitmek için, yol üzerinde inip, toprak yollardan içeriye yürümek gerekiyor. Bir başka seçenek de, Tenedos Bisiklet Evi'nden bisiklet ya da scooter kiralayıp özgürce dolaşmak. Pansiyon ve kafelerde ücretsiz dağıtılan haritayı almadan yola çıkmayın. Çünkü, adanın genelinde tabelaya pek rastlamayacaksınız.
Poyraz Liman
Adanın doğusuna doğru, merkeze 2 km mesafede, sola toprak bir yol ayrılır. Tabelayla işaretlenmemiş bu yolun sonunda, son derece korunaklı ve tenha bir plaj var. Hiçbir tesisin bulunmadığı bu uzun kumsal, yürüyüş için uygun, az taşlık ve siyah kumlu. Adanın kuzeyine göre, en rüzgarlı günde bile sakin.
Tuzburnu Plajı ve Feneri
Yine doğuda, poyraza kapalı, korunaklı Tuzburnu Plajı var. Merkezden çıkar çıkmaz, ikiye ayrılan yolda, Ayazma yönüne değil, Jandarma Komutanlığı'nın önünden, sola ayrılan sapaktan gidiliyor. Kiraz Kamping'in önündeki Tuzburnu Plajı'nda şemsiyeler var ve deniz biraz taşlık. Hemen ileride, Tuzburnu Feneri'nin altında, tesisin bulunmadığı, küçük bir kumsal var. Burada, şemsiye ya da şezlong yok. Arabanız varsa, fenerin yanına kadar çıkıp manzarayı seyredebilir, dolunayda da buraya uğrayabilirsiniz. Yol toprak ve bu yolda yer yer büyük taşlar var. Bu civarda, kayalıkların üzerinden balık tutmak da mümkün.
Akvaryum Koyu ve Mermerburnu Mevki
Aynı zamanda Çanak Limanı olarak da bilinen Akvaryum'da deniz sakin, kumlu ve gerçekten de bir akvaryum kadar berrak . Kumsaldan kayalıklara doğru yürüdüğünüzde, mermere benzeyen bir doku üzerinde olduğunuzu fark edeceksiniz. Bu kayalıklar devam ederek, bir burun şeklinde, denize doğru uzanıyor. Burada, koyun doğallığıyla pek uyum içinde olmayan, biraz adanın genel havasından uzak bir işletme var. Ancak, yine de burası en çok sevilen koylardan biri.
Ayana
Güneyde, sakin bir kumsal. Tesis yok, kumsal yürüyüş için uygun. Buradan en çok çocuklar keyif alıyor, çünkü neredeyse kıyıdan 50 metre mesafeye kadar, denizin içinde yürümek mümkün. Ancak uzağa yüzmek isteyenler, ilerideki kayalıklar nedeniyle, buradan hoşlanmayabilir. Bazen, kıyıya denizyıldızları vuruyor.
Beylik Kumsalı
En çok hoşuma giden kumsallardan biri . Özellikle, tepedeki seyir noktasından baktığınızda denize doğru uçuyormuşsunuz hissi veriyor. Hemen Ayana'dan sonra, Ayazma'ya gelmeden önce. Kendinizi, tropikal bir adada hissedebilirsiniz. Plajın arkasında, yüksek dalgaları andıran kumullar var. Deniz derin ve tamamıyla kumluk. Toprak yoldan araçla aşağıya inmek mümkün.
Ayazma
Her ne kadar şemsiyeleri, şezlongları, soyunma kabinleri, duşları, restoranları ve deniz bisikletleriyle, konforlu ve popüler olsa da, aynı zamanda, adanın en kalabalık, en çok görüntü kirliliğine sahne olan kumsalı. Adını hemen üzerindeki, Rumların adak adadığı Ayazma dan alıyor. İnce kumlu plaj, kaynak suları nedeniyle, sıcak aylarda bile soğuk. Burada, adanın en meşhur balık lokantalarından, Koreli'nin ve Vahit'in Yeri'nin olması, adaya gelen tatilcilerin mutlaka en az bir kez Ayazma'ya uğramalarıyla yakından ilgili. Ayazma'nın yanında Sulu bahçe var. Ayazma'da tesis yok.
Habbele
Güneydeki rağbet gören bir diğer koy ise Habbele. Bu koyun popüler olması buradaki tesisten kaynaklanıyor Dinlendirici müzikler çalan ve iddialı bir mutfağı olan Mitos'un, doğayla uyum içinde olan gölgelik bir restoranı, şemsiyeleri, şezlongları ve duşları var. Deniz, ilk girişte taşlık, sonrası kum. Su fazla tuzlu değil. işletmeciler, doğallığı korumaya özen gösteriyor. Kumsal, yürümek için çok uzun değil ancak çevresindeki doğa çarpıcı.
Polente Feneri
Adanın batı burnu, gün batımlarının vazgeçilmez noktası. Terk edilmiş bir fener, rüzgarla savaşan boylu poslu şövalyeleri andıran beyaz rüzgar gülleri, döndükçe çıkardıkları ritmik, ürpertici ses ve karaya oturmuş, sessizliğine gömülmüş, dev gemi Alexa Vom Mecurius... Bir de gün batımına karşı şarap içen turistler. Adanın en garip yerlerinden biri. Bu 17 rüzgargülü, Türkiye'nin üçüncü büyük rüzgar enerji santralı. Yaklaşık 30 000 kişinin elektriğini karşılayacak kapasiteye sahip. Aynı enerjiyi üretecek bir kömür santralına göre, türbin başına, 82 000 ağaca eş değer oksijen tasarrufu sağlıyor. Yani, burada 1 milyon 400 bin ağaçlık bir orman yaratıyor. Hemen aşağıdaki koyda, denizin oyarak meydana getirdiği mağaralar da oldukça gizemli.
Çayır Mevki
Adanın kuzeyinde yer alıyor. Göztepe'yi ve Aral Çiftliği'ni geçince sağa ayrılan, araçların geçebileceği genişlikteki, toprak bir yol denize ulaşır. Hem kum hem de çakıl olan bu bakir koyda, deniz kabukları toplayabilir ya da kıyıdan balık avlayabilirsiniz. Bu koy rüzgara açık. Buradan sonra yine kuzeyde, Ova Mevkii var. Uzun bir toprak yol denize ulaşıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder