GÖLCÜK VE BOZDAĞ


Birgi'nin 20 km kuzeyindeki, ücra yerleşime gelmeden önce, birçoklarının vardığında "Aaaaa!" diyerek şaşkınlığını saklayamadığı için, "A Tepesi" olarak bilinen noktada, Ege Bölgesi'nde sık rastlanmayan bir görüntüyle karşılaşacaksınız. Çam ağaçları arasından gö­rünen, bu daha çok Alplere yakışan altı dö­nümlük gölün kenarındaki yerleşim, 2159 metre yükseklikteki Bozdağ'ın yarı yolunda, karaçam ormanlarıyla kaplı yaylanın ortasın­daki krater gölü kıyısındaki Gölcük'tür. Kışın karlar altında ya da sonbaharda farklı keyif­ler veren Gölcük, popüler bir dinlenme yeri. Kışın, zaman zaman donan gölüyle, daha çok bir inziva yerini andıran Gölcük, yazın bir yayla gibi serin olmasından dolayı kalabalıklaşıyor. 1050 metre yükseklikte ve en derin yeri 6,5 metre olan gölde sazan ve yayın ba­lığının yanı sıra kerevitde bulunuyor. Ayrıca göl çevresinde patates üretimi oldukça yay­gın. Birgi'den Gölcük'e ayrılan 8 km'lik sapağa geri dönüp yola 8 km daha devam edin­ce, Bozdağ' a varılır. 2159 metre yükseklikte­ki, izmir'in bu en yüksek ve volkanik dağının etekleri karaçam ormanlarıyla kaplı. Yol üze­rinde, küçük kırmızı elmalarıyla ünlü Elmabağ'dan geçilir. 1150 metredeki Bozdağ il­çesine ulaştıktan sonra, tabelayla işaretlenmiş 8,5 km'lik, 20-25 dakika süren bir yol Bozdağ Kayak Merkezi'ne varır. Kayak merkezinde, yakın zamanda işletmesi Balço­va Termal Tesisleri tarafından üstlenilmiş tek bir otel var. Bozdağ'daki Mermeroluk Çeşmesi, yazın ve kışın buz gibi akan suyu ve et­rafındaki çam ağaçlarıyla, bölgen in en gözde piknik alanlarından biri. Dağın ünlü bir mitolojik hikayesi var: Müzik Tanrısı Apollon, Tmolos Dağı'nda dolaşıp lir çalmayı çok sever ve yeryüzünde bu müzik aletini en güzel ken­disinin çaldığını söyleyerek övünürdü. Apol­lon, bir gün, en az onun kadar güzel lir çalan çoban Marsias'ı çağırdı, "Bu dağa iki usta çal­gıcı fazla" diyerek, onu yarışmaya davet etti. Yeteneklerini en iyi şekilde sergileyen Tanrı ve çobanı dinleyen jürinin içinde, sadece Kral Mi­das çobana oy verdi . Bunun üzerine Apollon, Marsias'ın derisini yüzdürdü, yanlış kararı yü­zünden de, Midas'ın kulaklarını eşek kulakla­rına çevirdi. Anadolu'nun birçok müzesinde, bir direğe bağlanmış, derisi yüzülmüş Marsias heykeli, bu hikayeyi anlatır.

Yorumlar