Hatemi'nin Seçilişinden Sonra


Muhammed Hatemi'nin seçilişinin birinci yıldönümü olan 23 Mayıs 1998 günü, Hatemi ile çoğunluğunu gençlerle kadınların oluşturduğu on binlerce yandaşı, ayetullahların idaresinde geçen yirmi yıllık süre içinde görülenlerden çok farklı bir gösteride bir araya geldi. Bu kez hiç kimse Sam Amca'nın kuklasını yakmadı. Onun yerine Veliyi Asr caddesi boyunca çınarların gölgesinde ilerleyen yürüyüşçüler, iktidardaki mollaları ipleri gevşetmeye davet ettiler.

“Toplumumuzun düşmanı önyargı ve tekelciliktir” diye bağırıyordu siyah çador'lara bürünmüş bir dizi kadın. Yürüyüşçülerin ellerinde, “Basına Özgürlük”, “Orduda Reform Yapılmalı”, “Fikir Özgürlüğü Herkesin Hakkıdır” yazılı pankartlar vardı. Onları izleyenler balkonlarda, dükkân girişlerinde durmuş, çoğu onaylar bir tavırla gülümsüyor ya da başını sallıyordu. Atılan sloganları dinleyip göstericilerin yüzündeki umut ve heyecan ifadelerini görmeye çalışarak yürüyüş kolu boyunca itiş kakış yol almaya çabalarken, aklıma Sovyetler'in dağılma sürecinde Moskova'da tanık olduğum demokrasi yanlısı komünizm karşıtı mitingler geldi.

Yürüyüşe katılanlar Tahran Üniversitesi'ne, devrim önderlerinin ateşli nutuklar çekip halka “Amerika'ya Ölüm” sloganları attırmasının âdet olduğu Cuma Namazgâhı'na yöneldiler. Açık gri bir cüppe ve siyah mokasen giyen, başında da Hz. Muhammed'in soyundan geldiğini simgeleyen siyah bir sarık bulunan Hatemi, bulunduğu yerin hemen altından başlayarak civardaki kaldırımlara ve sokaklara kadar taşan bir kalabalıkla karşı karşıya idi. Yandaşları beş dakikayı aşkın bir süre boyunca ıslık çalıp bağrıştılar, havaya yumruk salladılar. Sonunda Hatemi onları sakinleştirmeyi başardı.

Yorumlar