İslam'ın Cidde'si


Bundan 19 yıl önce ülkeye ilk ayak bastığım yer olan Cidde, o zamanlar çöl kıyısında küçük bir liman iken, bugün krallığın ticari başkenti olarak belki bir milyon kişinin yaşadığı büyük bir kente dönüşmüştü. Petrolün getirdiği servete boğulan kent, İsviçre'deki Union Bank tarafından yapılan son bir araştırmaya göre, dünyanın en pahalı kenti haline gelmişti.

Cidde'deki Kral Abdülaziz Üniversitesi'nde, öğrencilerle birlikte Suudi hükümetinin sanayi ve elektrik bakanı olan Dr. Gazi Elgoseybi'nin verdiği bir konferansa katıldım.

Dr. Elgoseybi, “Ülkemizdeki tesisleri çalışır halde tutmak için yabancılara bağımlı olmamalıyız” diye uyardı. “Onlar bizim kültürümüzü ne bilirler ne de umursarlar.”

Bakan sözlerini, “Bize gelir kaynakları bahşedilmiş” diye sürdürdü. “Ama yeteneklerimizi geliştirmedikçe, para sorunlarımızı çözmeye yetmez.”

Batı tarzı modernleşme ile geleneksel değerler arasındaki bu çatışmayı bütün Ortadoğu'da gördüm. Şimdi petrol peşinde koşan süper güçler kuyuların çevresinde pozisyon almak için manevralar yaparken, yeni dış baskılar oluşuyor.

Denetleyemedikleri olaylarla kuşatılan Müslüman uluslar, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'daki varlığını sürdürmesinden ve ABD'nin buna karşı bölge ülkelerini piyon olarak kullanmasından korkuyorlar. Çeşitli azınlık gruplarından çatlak seslerin yükseldiği İran, Irak, Lübnan ve öteki ülkelerdeki iç çekişmeler rahatsızlık veriyor. ABD'nin resmi itirazlarına rağmen İsrail'in Batı Şeria'da kurmayı sürdürdüğü yerleşimler, Sedat'ın barış girişimlerini FKÖ'nün sürekli saldırıları kadar tehdit ediyor.

Kimileri İslam'ın kederli yüreğinde küresel bir savaşın acı tohumlarının ekili olduğundan endişeleniyor.

Yorumlar