Kazak Savaşçılardan...


Balikunda boyların yok olma tehlikesi her çadırın, her atlının, her annenin, her çocuk vârisin başında Damokles'in Kılıcı gibi sallanıyordu. Ama Kazaklar yine de inatla geleneklerini ve gündelik hayat alışkanlıkları- nı sıkı sıkıya koruyorlardı. Çobanların işleri, yaşlıların ibadetleri, çocukların oyunu her zamanki gibi sürüyordu.

Nisan ortasında komünistler Balikun kampına beklenmedik bir saldırı düzenlediler. İleri karakoldaki nöbetçi askerlerin geç uyarısı, kadınlara ve çocuklara çadırları sökmek ve büyük küçük tüm hayvanlarını önlerine katıp dağlara kaçmak için ancak zaman bıraktı.

Donuk toprak rengi üniformalı kukla askerler, ağır silahlarla donatılmış ve bol cephaneyle desteklenmiş olarak kamyonlar, zırhlı araçlar ve atlarla vadiye akın ettiler.

Eşitsiz durumlara alışık cesur Kazakları bu denli ürkütücü silahlar bile korkutmadı. Savaş çığlıkları atıp atlarını dörtnala koşturan savaşçılar, haklı bir öfkeyle saldırıya geçtiler. Kazakların nişancılık ölçütü için, “Bir atış, bir ölü düşman” sözü kullanılır. Ama modern silahlarla donanmış bir orduya karşı zafer kazanma umutları yoktu. Yüzlerce Kazak savaşçısı öldü.Sonunda, reisler “Canibeg” diye haykırdılar, eski zaman kahramanlarının adlarını taşıyan savaş naralarından birini kullanarak. “Savaşı bırakın ve kaçın!” Sarsılmış, öfkelenmiş, tükenmiş boyun erkekleri güneye doğru akıyordu.

Yorumlar