İskender'in ölümünden sonra Side, kurulan helenistik Krallıklar arasında çekişme konusu olmuştur. M.Ö. 3. yüzyıl boyunca Akdenizi güçlü donanması sayesinde elinde tutan Ptolemaiosların egemenliği altında kalmıştır. Bu devirde Side'de salt bronz sikke basılmıştır. M.Ö. 218 yılından sonra ise Selevkoslar Side 'ye egemen olmuşlardır. Suriye Krallığının, Bergama ve Rodos Kra llıklarının desteğini sağlamış Romalılara karşı açtığı savaşta Side donanmasıyla, Selevkosların yanında yer almıştır. Bu savaş sonunda Selevkoslar yenik düşünce İ.Ö. 188 yılında yapılan Apameia barışına göre Pamfılya ve bu arada Side de Bergama Krallığına verilmiştir. Buna karşın Side bir süre sonra yeniden bağımsızlığına kavuşmuş ve tarih içindeki en parlak devirlerinden birini yaşamıştır. Güçlü savaş ve ticaret filoları sayesinde Doğu Akdeniz Ülkeleri ile yaptığı ticareti geliştirmiş, bu yoldan elde edilen zenginliklerle de kent imar edilip bilim ve kültür merkezi haline dönüşmüştür. M.Ö. 2. yüzyıl boyunca süren bu zenginlik kentin bastığı gümüş sikkelerlede anlaşılmaktadır. M.Ö. 138 yılında Suriye tahtına oturan Antiokhos VII nin gençliğinde öğrenim görmesi için Side'ye gönderilmes i ise Kent in Doğu Akdeniz de ne denli önemli bir Kültür Merkezi olduğunu göstermiştir.
Kentin bu parlak dönemi fazla uzun sürmemiştir. M.Ö. 1. yüzyılda Pisidya ve dağlık Kilikya bölgelerinde başlıyan korsanlık pamfılya dolayısıyla Side'yede atlamış, korsanlarla başa çıkamıyan Side'liler liman ve pazarlarını onlara açmak zorunda kalmışlardır. Roma'ya başkaldıran Pontus Kralı Mitridates VI'nın bu korsanları korumasıyla durum daha da kötüleşmiş tir. Sonunda M.Ö. 78 yılında Roma lı Konsül Publius Servilius'un bölgeyi korsanlardan temizlemesi üzerine Side de Pamfılyanın diğer kentleri gibi Ronia İmparatorluğuna bağlanmıştır. M.Ö . 25 yılından sonra ise Avgustus Pamfılya bölgesini doğrudan kendisine bağlı bir memurun yönettiği bir eyalet haline getirmiştir. Bu tarihten sonra Side Roma'ya bağlı eyaletin bir kentidir.
Yorumlar
Yorum Gönder