Bloomsburry'yi çevreleyen çimenler ve ağaçlarla kaplı bahçelere bakan tuğla binalar Londra'nın gerçek ritmini verir. London Square (Londra Meydanı) İngiliz toplum düzenini, bahçe sevgisini ve Aydınlanma Çağı ile gelen düzen anlayışını yansıtan çok özel bir kent planlaması örneğidir. 17. yüzyılda açılan bu alan 19. yüzyılda popülerliğinin doruk noktasına ulaştı. Bugün Londra merkezinde buna benzer 150 kadar meydan vardır.
1. Charles'ın en gözde mimarı lnigo Jones, Bedford Kontu için 1631'de Covent Garden Piazza'yı planladı. Kont, Paris'teki Placedes Vosges'ten esinlenmiş; Jones ise, Palladio' nun İtalyadaki yapıtlarından etkilenmişti.
Sonuçta ortaya merkezdeki açık alana bakan dış yüzeyleri birbiriyle uyumlu evlerden oluşan bir meydan çıktı. 1700 yılına kadar Londra'nın varlıklı sakinleri için buna benzer Lincoln's lnn Fields,Soho, Leicester, Bloomsbury, James's ve lnns of Court (bir bölümü) gibi pek çok benzer alan daha inşa edildi.
St. James's Square'de hakim olan anlayış Picadilly'nin ötesine geçerek Hanover, Berkeley ve Grosvenor meydanlarının atmosferini Mayfair'e taşımıştır. Bunun yanı sıra Charterhouse (kentin diğer ucunda) ve Smith (Westminster'da) gibi merkezden daha uzak örnekler de bulmak mümkündür.
Bloomsbury meydanlarının karakterini günümüzeen mükemmel biçimde taşıyanı Bedford Square'dir. 1770'lerin cesur planlamasının bir örneği olan Bedford, Londra'nın ilk meydanlarından biriydi ve keneli başına bir mimari öğe olarak inşa edildi. Ortadaki bahçeye bakan, cephesi düz ve her iki yanında üçgen alınlıklar bulunan binalardan oluşuyor.
Yorumlar
Yorum Gönder