Edirne Tabyalarının Tarihçesi ve Bulunduğu Yerler


Bizans devri boyunca Hunlar'ın, Gotlar'ın , Bulgarlar'ın, Avarlar'ın ve Peçenekler'in defalarca istilasına uğramış olan şehir, kuvvetli tahkimiyle İstanbul' un korunmasına hizmet etmiş, ve önemi­ni korumuştur. 1361 yılında Murat Hüdavendigar tarafından fethedildiği zaman, Meriç nehri ke­narında bir kale şehir görünümündeki Edirne, hız­la gelişen bir İmparatorluğun payitahtı oldu. Şeh­rin kazandığı bu idari merkez rolü, kısa zamanda ekonomik ve kültürel merkez rolleri ile desteklen­di. Bununla beraber sınırlar hızla uzaklara doğru itildiği için Roma ve Bizans dönemlerinde taşıdığı savunma hattı rolünü terk etti. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde Tuna vadisi ve Balkan dağlarını istinat eden kuvvetli savunma mevzilerini oluşturan kalelerin elden çıkmasıyla tersine dönerek , Edirne'yi yeniden bir sınır şehri haline getirmiştir. Bu dönemde şehrin savunulma­sı için Meriç ve Tunca vadilerinin hakim noktala­rına yerleştirilmiş tabya ve istihkamlar kullanıl­mıştır (Darkot, 1993, 5).

Edirne de ilk istihkam inşaatlarına, 1829 yılın­daki Rus işgali karşısında Divan-ı Hümayun tercü­manı Hoca İshak Efendinin nezareti altında başlanmıştır.Ancak bu çalışmanın tamamlanması, Rusların hızlı davranması nedeniyle mümkün olamamıştır. (Baykal, 1993,181) Bu dönemde yapı­lan tabyalar, muhtemelen etrafında hendekleri olan ve sadece toprak yığınlarından meydana gelen mevzilerden ibarettiler. (Çağan,1993,199). Edirne'nin batı cephesinde bulu nan, dairesel bir plana sahip, ve sadece toprak mevzilerden oluşan Toprak Tabya, bu dönemden kalma tek örnektir.

Yorumlar