Yapısal tasarımda Hareketli Yükler ve Ölü Yükler arasındaki fark nedir?
Yapısal tasarım söz konusu olduğunda, bilmeniz gereken bir sürü farklı yük vardır. Bu yükler dikey yükleri, yatay yükleri ve boyuna yükleri içerir ve hepsi daha da fazla yük kategorisine ayrılır.
Bugün, daha geniş bir dikey yük grubunun parçası olan hareketli yüklere ve sabit yüklere odaklanacağız. Sabit yükler, her zaman dikkate alınması gereken ilk dikey yüktür. Bu yükler her zaman kalıcıdır ve her zaman bina içinde olacaktır. Ölü yük genellikle kalıcı bir bölme duvarı, yapısal bir parça ve kalıcı ekipmandır. Çoğu zaman, bu tür bir yük tüm kirişleri, çatıyı, kolonları, duvarları ve daha fazlasını içerecektir.
Canlı yüklere yüklenen yükler de denir ve bunlar, herhangi bir etkisi veya ivmesi olmayan hareketli yükler veya hareketli yüklerdir. Tüm bu yükler, bir bina sakininin binaya getirdiği şeylerin bir parçasıdır. Bu öğeler normalde mobilya ve hareketli bölmelerdir.
Canlı yüklerden herhangi biri içeri alınmadan önce bir binanın ölü yükünün ne olacağını belirlemek gerekir. Çoğu insan, HVAC, kanal sistemi, asansörler, sıhhi tesisat ve hatta sabit üretim ekipmanı gibi sistemleri canlı yük hesaplamasına dahil etmeyi unutur. Ancak bu öğeler de aynı derecede önemlidir ve bulduğunuz hesaplamayı gerçekten büyük ölçüde değiştirebilir.
Herhangi bir bina inşa etmeye başlamadan önce hem ölü hem de hareketli yükler için yük numaralarına ihtiyacınız olacaktır, çünkü bu sayılar inşaat maliyetini de potansiyel olarak değiştirebilir. Bunun nedeni, başlangıçta düşündüğünüzden farklı malzemeler kullanmanız gerekebilir ve bu da inşaat sürecinin uzun vadede size daha pahalıya mal olacağı anlamına gelebilir. Bu, özellikle ahşap veya çelik yerine beton kullanmanız gerektiğinde geçerlidir.
Yorumlar
Yorum Gönder